Mirza Turgut’un radyo sohbetlerini ilgiyle takip ederim.

Yerel ve ulusal siyasetle ya da Mersin gündemine ilişkin görüşlerini cesaretle söyler, olayları farklı yönlerden görerek bizimde düşündürücü bir bakış açısıyla değerlendirmemizi sağlar.

Birçok fikri herkese uymayabilir, çeşitli konularda farklı görüşler ortaya atabilir, bazı tespitlerine itiraz edebilirsiniz.

Fakat onun en önemli ve değişmeyen bir görüşü vardır: Bu kentte kimse dili, dini, ırkı, mezhebi açısından ötekileştirilmez; kentte barış, hoşgörü, birliktelik ve karşılıklı kabullenmeye dayalı bir hemşerilik kültürü öne çıkarılmalıdır.

Bu doğrultuda, zor durumda kalan azınlıkları destekler, savunur; ekonomik yönden zor durumda bırakılan esnafın yanındadır, onların haklarını gözetir.

Bunu barış ve hoşgörü kenti Mersin adına çok önemsiyorum ve değerli buluyorum.

Dün kentimizde Romen Festivali yapıldı. Birçok AB yetkilisi ve başka ülkelerden gelen Romen temsilciler vardı. Ama ne yazık ki, bulunması gereken birçok kişi orada yoktu; ama Mirza Turgut oradaydı. Onlara katkı verdi, birlikte oldu, sitesinde haber yaptı, radyo konuşmasında onlardan söz etti. Daha önce de Romenler üzerine çeşitli çalışmaları olduğunu ve her zaman onların yanında durduğunu biliyorum.

Uzun bir süredir savaştan kaçıp evlerini terk etmiş, birçok yakınını kaybetmiş Suriyeliler Mersin’de bizlerle beraber yaşıyor.

Maalesef hem basınımız hem de bazı hemşerilerimiz (kimisi ırkçı, kimisi mezhepsel, kimisi ekonomik yönden, kimisi de uyum yönünden) eleştiride bulunuyorlar. Bu eleştiriler ve onları karalama kampanyası aslında sorunu daha büyütmekten öteye gitmiyor.

Yine bugünkü radyo konuşmasında Mirza Turgut onlara karşı daha insaflı, anlayışlı ve yardımsever olmamızı ve kendimizi onların yerine koyarak düşünmemizi söylüyor. Bu çok övgüye değer bir davranıştır.

Geçtiğimiz hafta büyük AVM’lere karşı yaşam mücadelesi veren kent merkezindeki esnaf, Mersin’e gelen iki kurvaziyer gemiden birinin yolcularının kente getirilmemesi, diğerinin de ancak Büyükşehir Belediyesi’nin gayreti sonunda engellemeleri kaldırarak ve ancak bir kısmının getirilebilmesini eleştirmişler ve bundan kent ekonomisinin yara aldığını belirtmişlerdi.

Yine Mirza Turgut onların yanındaydı. Onları ziyaret etti, sorunlarını dinledi ve onların sesini basın yoluyla duyurdu.

Hepimiz farklı siyasi görüşlerde olabiliriz; ama önceliğimiz yaşadığımız bu kentin barışıdır. Bu kentte barış ve hoşgörü olmazsa, hiçbir şeyin değeri olmaz. Yine bu kentte birileri daha büyük kârlar peşinde kentin geleceğini karartırken, küçük esnafın yaşam mücadelesinde onlara destek olabilmek büyük bir erdemdir.

Mirza Turgut’a güçlü kalemi, cesur konuşmalarıyla ezilen, hor görülen, yalnızca ailesinin geçimini düşünen hemşerilerimizin yanında olduğu için teşekkür ediyorum; bu kentimizin geleneğinde zaten var olan bu övgüye değer davranışını sürdürmesini ve bunun Mersin’de yaşayan herkese, hepimize örnek olmasını diliyorum.