İmambakır Üküş; Tüzük kurultayı nedeniyle birden bire herkes parti içi demokrasici kesildi. Delege seçimlerinde her türlü baskı ve hile yapılırken nerelerdeydiniz? Peki, üyelerin hakları gasp edilirken niye hiçbirinizin sesi çıkmadı? Peki, üyelerin hukuku çiğnenirken niye hiçbirinizin sesi çıkmadı?

CHP gerçekten çok ilginç bir parti…

Parti içinde bir sorun yoksa bile yaratmak için olağanüstü gayret gösteren bir parti…

Türkiye’de iktidar olmak mücadeleden çok parti içinde iktidar olmaya kodlanmış bir parti…

İsterse dünya yansın herkesin en önemli önceliği parti içindeki varlığı olan bir parti…

***

CHP iktidar olmak istiyorsa önce bu anlayışı ortadan kaldırmak için mücadele etmeli…

CHP iktidar olmak istiyorsa partideki “ben ne olacağım” anlayışına son vermek için mücadele etmeli…

CHP iktidar olmak istiyorsa parti içi iktidar anlayışına son vermek için mücadele etmeli…

CHP iktidar olmak istiyorsa “dava partisi” olmak için ideolojik, politik ve örgütsel yenilenme ve değişimin önünü açmalı…

***

Önümüzde birbirinden zorlu üç seçim var…

Yerel seçimlere şurada bir yıl kadar bir zaman kaldı…

CHP başta İstanbul ve Ankara olmak üzere büyük kentleri nasıl alabileceğini tartışmalı…

Ama CHP bunu bırakmış tüzüğü tartışıyor…

***

Tüzük tartışmasının CHP’ye ne yararı var?

 Tüzük değişikliği CHP’ye ne katacak?

Tüzük değişikliği hangi yönde olursa olsun CHP’de ne değişecek…

Tüzük değişiklikleri hangi yönde olursa olsun CHP’nin seçim başarısına ne katkısı olacak?

***

CHP’de kongre ve kurultay süreci bitti…

Tüzükte neyi değiştirirseniz değiştirin bu “gerçekliği” değiştirebilir misiniz?

Tüzük değişti diye delege seçimleri geçersiz mi olacak?

Tüzük değişti diye ilçe kongreleri, il kongreleri, kurultay geçersiz mi olacak?

***

Tabii ki hayır…

Üye yapısı değişmedikçe, üyelikte nitelik değişmedikçe neyi değiştirirseniz değiştirin değişen bir şey olmayacak…

Ayrıca tüzük değişikliği bundan sonrasını kapsayacak…

Dolayısıyla delege yapısı da, ilçe kongreleri de, il kongreleri de, kurultayda aynen geçerli olacak…

***

Tüzük kurultayı nedeniyle birden bire herkes parti içi demokrasici kesildi…

Ne güzel…

Peki, “daha önceleri nerelerdeydiniz”…

Parti içi demokrasi katledilirken nerelerdeydiniz?

***

Delege seçimlerinde her türlü baskı ve hile yapılırken nerelerdeydiniz?

Hiçbir yere sandık koyulmadan kağıt üstünde yazılmış “Atanmış” delegelerle ilçe kongreleri, il kongreleri yapılırken nerelerdeydiniz?

Belediye başkanlarının üyelerin, örgütün iradesine ipotek koyarken nerelerdeydiniz?

Genel merkez adına il ve ilçe kongrelerine müdahaleler yapılırken nerelerdeydiniz?

***

Herkes üyenin haklarından herkes üyenin hukukundan bahsediyor…

Peki, üyelerin hakları gasp edilirken niye hiçbirinizin sesi çıkmadı?

Peki, üyelerin hukuku çiğnenirken niye hiçbirinizin sesi çıkmadı?

Peki, belediye başkanları kendilerini seçilmiş sultan sanarak örgütün iradesini yok ederken niye hiçbirinizin sesi çıkmadı?

***

Herkes ön seçimden bahsediyor, herkes ön seçime vurgu yapıyor…

1 Kasım’da ön seçim yapılmazken, tüzük çiğnenirken niye hiçbiriniz “itiraz” etmedi…

Niye milletvekilliğinde ön seçim talep ederken hiç kimse yerel yönetimlerde ön seçim talep etmiyor?

Niye belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyeleri için önseçimi kimse seslendirmiyor?

***

Her zaman “örgüt” sorunu “üye” sorunu olmuştur…

Bütün sol partilerin tarihinde en büyük tartışmalar ve en büyük ayrışmalar örgüt ve üye sorunu üzerinden ortaya çıkmıştır…

CHP’de öncelikli sorun “üye” sorunudur…

CHP’de öncelikli sorun “anlayış” sorunudur…

***

CHP hızla kendi iç tartışmalarını tüketmelidir…

CHP hızla yerel yönetimler politikalarını oluşturmaya yoğunlaşmalıdır…

CHP hızla Türkiye’yi kazanmaya yönelmelidir…

Türkiye’yi kazanmanın yolu da İstanbul ve Ankara’yı kazanmaktan geçer…