Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, AKP iktidarı döneminde hayata geçirilen politikalarla ülkenin geldiği noktaya dikkat çekerek, “Türkiye AKP iktidarı eliyle yalnızlaştırıldı. Türkiye, maalesef itibarsızlaştırıldı. Kabadayılıkla ülke yönetilmez” dedi.

　Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ile Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Mersin’de Türkiye gündemini değerlendirdiler.

Birkaç gün önce bir şehidini uğurlayan Mersin’e Mardin’in Nusaybin İlçesi'nde şehit düşen iki askerden biri olan Jandarma Yüzbaşı Halil Özdemir'in haberinin geldiğini anımsatan CHP Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

　“TÜRKİYE ARTIK HİÇBİR ŞEKİLDE YÖNETİLMİYOR”

　Türkiye’nin “iyi yönetilmiyor dönemini” aştığını ifade eden Bingöl, “Hemen her gün bizi ciddi anlamda acılara gark eden şehit haberleri üzüntü verici bir hale dönüştü. İnanın haberleri izlemek dahi içimizden gelmiyor. Birkaç gün önce Mersin bir şehidini uğurladı. Daha onun toprağına akıtılan gözyaşları kurumadan yeni bir şehit haberiyle sarsıldı. Türkiye zaman zaman siyasetçilerin ifade ettiği gibi ‘iyi yönetilmiyor’ dönemini aşmıştır. Türkiye artık hiçbir şekilde yönetilmiyor. Kötü bir siyasi anlayışın elinde her geçen gün büyüyen sıkıntılarla acılarla iç içe geçmiş durumda” dedi.

　“BUGÜN AYNI TEZGAHLAR OYNANIYOR”

Geçtiğimiz Cumartesi günü Düzce’de İl Başkanı Zekeriya Tozan’ın planlı bir saldırıya maruz kaldığını hatırlatan Bingöl, geçmişte de partisine yönelik saldırılara gerçekleştiğine işaret ederek, “Bu olay sıradan bir olay değil. Geçmişte bizim genel başkanlarımıza suikastlar düzenlenmişti, saldırılar olmuştu. O karanlık günlerde 250’nin üstü partilimiz saldırılar sonucu katledilmişti. Ama bunların hiçbirisi Cumhuriyet Halk Partilileri yıldırmaya, korkutmaya geri attırmaya yetmedi. Bugün aynı tezgahlar oynanıyor. Düzce’deki olay bunun benzeridir. Akıllarınca senaryo hazırlayarak, kameraları bile konuşlandırıp orada bir saldırı düzenliyorlar. Bu planın arkası var. Bu saldırı sadece birkaç kendini bilmez, suç dosyası kabarık, lümpenlerin yaptığı bir iş değildir. Bu saldırı suçluların telaşı içinde olanların düzenlediği bir saldırıdır. Bunun hesabını soracağız.”

　“GERÇEK YÜZLERİNİ GÖSTERDİLER”

　“Peki, ne oldu da Türkiye bu hale geldi?” sorunu soran Bingöl, kendisinin sorduğu sorunun yanıtını şu sözlerle açıkladı:

“14 yıl önce ülkenin içinde bulunduğu koşullar AKP’yi tek başına iktidar yaptı. İlk yıllarda çok popülist bir anlayışla iktidar olanlar bir süre sonra gerçek yüzlerini göstermeye başladılar. Ve her geçen gün cumhuriyetin içini boşaltan, cumhuriyet değerlerini yok eden bir anlayışın giderek hayata geçirildiği bir iktidarla baş başa kaldık. Kafalarında bir tek şey var. Geçmişte zaman zaman; ‘sizin kafamızın arkasında bir şeyler var, siz bunu hayata geçirmenin gayreti içindesiniz’ dediğimizde bize şiddetle karşı çıkıyorlardı. Ama her zaman olduğu gibi bir kez daha Cumhuriyet Halk Partililer haklı çıktı. Artık fütursuzca yaptıkları eylemlerde, yaptıkları konuşmalarda tavırlarında o kafalarında yıllar önce yazdıklarını nasıl hayata geçirdiklerini bir bir sergilemeye başladılar. Türkiye AKP iktidarı eliyle yalnızlaştırıldı. Türkiye, maalesef itibarsızlaştırıldı. Benim güzel ülkemin güzel insanları artık yeryüzünde yalnızlar. Daha da vahimi hiçbir komşusuyla iyi ilişkiler içerisinde olmayan, müthiş gerginlikler yaşayan ve çatışma ortamının içinde olan bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız. Bütün bunlar o gerici zihniyetin bir ürünüdür. Kabadayılıkla ülke yönetilmez, ülke yönetimi akılla ve bilimle yönetilir ama gelin görün ki bu iktidar bilimi tümüyle yok sayan gerici eğitim politikalarıyla çocuklarımızı ve gençlerimizi çağdaş dünyadan, bilimden uzaklaştıran bir anlayışla eğitimi planlamaya çalıştılar. İlginçtir ki kendi iktidarları döneminde bile 4 kez Milli Eğitim Bakanı atadılar. Ama gelin görün ki her bakan kendi iktidarlarının bakanları olmasına rağmen hem kadrolarını değiştirdiler hem de eğitim politikalarını değiştirdiler.”

　“İKTİDAR GERİCİ ANLAYIŞINI HAKİM KILMANIN KAVGASINI VERİYOR”

　Ülkede yaşayan insanların mutsuz olduğunu dile getiren Bingöl, “Türkiye ekonomisi çok kötü durumda. Gittiğimiz her ilçede her belde de her köyde ve her ilde çok dramatik tablolarla karşılaşıyoruz. Türkiye ekonomisi tüm parametreleriyle bozulmuş durumda. Türkiye’de tarım kan ağlıyor. Üreticiler çok zor durumda. Bir yıllık üretimlerini, hayallerini, umutlarını bu iktidarın uygulamalarıyla tüketiyorlar. Tüm bunlara rağmen hiç bir şey olmamış gibi davranan bir iktidarla karşı karşıyayız. İktidar bu gerici anlayışını mutlaka Türkiye yönetiminde hakim kılmanın kavgasını veriyor. İktidar sadece kendi ikballerini gerçekleştirmek adına yol ve yöntemler uyguluyor. Peki, bu Türkiye’nin önündeki süreç için nasıl bir tablo ortaya çıkaracaktır?　 Yönetilemeyen bir ülkenin sorunları her geçen gün bu iktidarı eliyle büyütülüp daha öteye doğru evrilecektir. Bunun üstesinden artık kaçınılmaz olarak bir CHP iktidarıyla geleceğiz. Başka alternatif yok. Diğer siyasi partilerin Türkiye’ye bakış açıları sadece ve sadece kendi siyasi bakış açılarıyla sınırlı, dar bir bakış açısıdır. Ama CHP’nin bakış açısı Türkiyelilik bilinciyle hareket edilen bir bakış açısıdır. Bizim yurttaşlarımıza karşı önemli sorumluluklarımız var. Bizim sorumluluğumuz cumhuriyeti, Türkiye’nin bütünlüğünü koruyup kollamak. Türkiye’yi bu şiddet sarmalından çıkarmak. Türkiye’de yeniden huzuru tesis etme anlayışıyla mücadeleyi başlatmak. O açıdan bizim yaptığımız çalışmalar tamamen bu anlayışla yapılan çalışmadır” diye konuştu.

　HEDEF: CHP İKTİDARIYLA TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ AÇMAK

　Partisinde yeni bir süreç başladığını anlatan Bingöl, bu süreci; “olağanüstü koşullar gelişmez ise 2019 seçimlerinde yerelde ve genelde CHP iktidarıyla Türkiye’nin önünü açmaktır” sözleriyle anlatarak, şöyle devam etti:

“Hedefimiz ayrım yapmaksızın 78 milyon vatandaşı hangi partiye oy vermiş olursa olsun insan odaklı siyaset anlayışımızın gereği korumak, kollamak, kucaklamaktır. Kesinlikle bizim ayrımcı bir davranışımız söz konusu değildir. Ayrımcılığı ve ayrışmayı mevcut iktidar yapmıştır. Biz ne mezhep temelli ne etnik kimlik üzerinden ne de yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmıyoruz. Bizim siyasetimiz her insanın kimliğine, inancına saygı duyan ama onun insan olma noktasında bütün haklarının verilmesi gereken bir siyaset anlayışıdır. Çıkış noktamız budur. Ve umut ediyorum ki her geçen gün Türkiye’nin yükselen değeri olan CHP bu anlayışı büyüten çalışmalar sergileyecek ve Türkiye’nin bu makus talihini yurttaşlarımızla birlikte kıracağız. 2019’da iktidar olarak Türkiye’yi yeniden dünyanın sayılı ülkelerinden birisi yapmak, Türkiye’de yeniden kardeşliği, birliği, bütünlüğü tesis etmek adına mücadele geliştireceğiz.”

　“HER GÜN İÇİMİZ KANIYOR”

　Yerel Yönetimlerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ise, Türkiye’nin her sabaha acı bir haberle uyandığını dile getirerek, “Yine bir şehit haberi aldık. Mersinimiz bir evladını daha kaybetti. Gerçekten her gün içimiz kanıyor. Her sabah uyandığımızda acı haberler almamak için dua ediyoruz. Sadece Doğu ve Güneydoğu değil terör altında olan. Ama her an tehdit altında olan bütün ülkemizdir. Artık terörden başka bir şeyi konuşamaz olduk. Ülkenin başka problemleri olmasına rağmen, içinde bulunduğu durum her geçen gün farklı konuları gündemimize getirmesine rağmen en önceliğimiz terör. İnsan canının söz konusu olduğu yerde başka bir şeyden de bahsetmek mümkün değil. Bu arada şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum Ailesine ve ülkemize başsağlığı diliyorum. Ama artık içinde bulunduğumuz durumda maalesef her gün yas dilemekten, taziye dilemekten, gözyaşı akıtmaktan bıktık. Artı son bulması lazım. Sonlandırmak için de ne gerekiyorsa Cumhuriyet Halk Partisi olarak ne gerekiyorsa taşın altına elimizi değil, gerekirse gövdemizi bile koymaya hazırız.”

　İKTİDAR SORUMLULUK ALMIYOR

　İktidarın Mecliste ‘milli irade’ diyerek kendi kararlarını dayattığını kaydeden Torun, iktidarın ayrıştırıcı dilinin sokağa yansıdığına vurgu yaparak, “Bir iktidar, içinde bulunduğumuz bu yapı üstüne hiçbir sorumluluğu almıyorsa, her olaydan sütten çıkmış ak kaşık gibi kendini aklayarak her olayın, felaketin, olumsuzluğun sorumlusu sanki kendi değilmiş gibi hep başka yerde sorumlular arayan bir yapıyla karşı karşıyayız. Ne söyleyebilir ki. Terör, ekonomi birçok konu dedik ama çocuk istismarıyla ilgili konuyu o kadar sıradanlaştırdılar, basitleştirdiler ki hemen bu konuyu Türkiye gündeminden çıkarıp hiçbir şey olmamış gibi davrandılar. Unutmayalım bunlar gündemi sürekli değiştirerek bize her şeyi unutturuyorlar. Bir olayı diğer bir olayla kapatmaya çalışıyorlar. Ülke her anlamda olumsuzluğun içerisinde” dedi.

　TÜRKİYE TOPYEKUN UÇURUMA DOĞRU GİDİYOR.

　Türkiye’de hem tarımın hem ticaretin bittiğini dile getiren Torun, “Önümüze sanki bir şeyler iyiye gidiyor gibi bir şeyler koyuyorlar. Ama Türkiye topyekun karanlığa, uçuruma doğru gidiyor. Bu ülkeyi yönetenler sadece kendi iktidarlarının devamı peşinde. Sadece o koltuklarından kalkmasınlar, o güçlerini devam ettirsinler başka düşündükleri bir şey yok. Ne insan hayatını ne çocuklarımızı ne geleceğimizi. Düşündükleri tek şey iktidarda kalmak. Bunlar iktidarda kalmak için savaşı ve her şeyi göze alırlar. Kanı, gözyaşını düşünmeyen, vatandaşlarının acısını içinde hissetmeyenden neyi bekleyebiliriz ki. Maalesef Türkiye iç ve dış barışı bozulmuş, her anlamda istatistiklere göre kötüye gidiyor. Bu kötü manzara karşısında hep beraber bir şey yapmalıyız. Bunu izlememeliyiz. Hep beraber, topyekun bu gidişata dur demeliyiz. Birileri yarın uçağına atlar, gider. Bu ülkede biz kalırız. Bu bedeli hep beraber biz öderiz, bize ödettirirler. Çünkü onlar kaçmakta çok ustadırlar. Kaçış yollarını iyi bilirler. Yaşadığımız süreci ve içinde bulunduğumuz durumu iyi anlayalım ve bu ceberrut hükümetten bir an önce kurulalım. Türkiye’de barışı, kardeşliği, refahı egemen kılalım. Bu ülkenin kaynakları bize fazlasıyla yeter. ‘İşsizliği yeneceğiz’ dediler. Bugün Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek işsizliğini yaşıyoruz. Hele üniversite mezunu işsizlerimizin durumu çok daha vahim. Genç nüfusumuz var diye övündüğümüz bu ülkede maalesef genç nüfusumuzu kullanamıyoruz. Yarın çok kötü geliyor” ifadelerini kullandı.