İş dünyası ve akademisyenlerden oluşan Mersin İstişare Kulübü mart ayı toplantısını gerçekleştirdi.

Toplantıya MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr Mehmet İsmail Yağcı, Toros Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü müdürü Köksal Hazır, Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi akademisyeni Prof.Dr. Kemal Birdir, iş dünyasının isimleri ve basın mensupları katıldı.

Sabah kahvaltısında bir araya gelinen buluşmanın açılış konuşmasını Mersin İstişare Kulübü (MİK)  Moderatörü Yönetim Danışmanı (CMC) Ferudun Gündüz yaptı.

Gündüz, konuşmasında Mersin İstişare Kulübü’nün (MİK)  kuruluş amacı hakkında bilgilendirmede bulundu. Gündüz, “Akademisyenler ve iş dünyasının bir araya gelmesini hedefleyen bir organizasyonuz. İnformal bir çalışma olacak. Bir platform olarak da düşünülebilir.  İş ve bilim dünyasını birleşmesi, hepimizin ihtiyaç duyduğu, hizmet ve üretim gibi bütün sektörlerde inovasyonu geliştirmeyi, bunun sonunda bilimin; sanayi, ticaret, hizmet gibi yaşamın her alanında daha yoğun şekilde kullanılmasıyla katma değerli üretimin artması için bir kültür oluşumuna katkı sağlamak amaçlarımız arasında. Bunları gerçekleştirirsek ihracatımız içindeki yüksek teknoloji ürünlerimizin oranının artacağına, bunu yanında kamusal teşvik ve desteklerin de yeniden gözden geçirildiğinde de kıt kaynakların daha verimli kullanılacağına inanıyoruz. Çok iddialı değiliz ama çok da önemsiz görmüyoruz girişimimizi. Sonuçta iki temel amacımız var. Mersin İstişare Kulübü olarak, hem bu buluşmalarla aramızdaki dostluklarımızı geliştirmek hem de topluma değer katacak proje ve fikirleri ortaya atmak, karar vericilerin konularda etkilemek için bir araya gelmiş bulunmaktayız.” Dedi.

Toplantıda daha sonra Mersin Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr Mehmet İsmail Yağcı, “Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın Mersin ve Türkiye ekonomisi üzerine etkileri” konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Yağcı, konuşmasında Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sonrası yapılan ekonomik yaptırımları anlattı. Finans, enerji, ulaşım, teknoloji ve spor alanlarında ağır yaptırımlar yapıldığını ve bu alanlardaki çok sayıda uluslararası şirket ve kurumların ürün ve hizmet satışını durdurduğunu ifade etti. Alınan bu yaptırım kararlarının Türkiye’yi yakından ilgilendirdiğine dikkat çeken Yağcı, hem Ukrayna hem de Rusya ile karşılıklı ticari ilişkiler gerçekleştiğini bu açıdan bu kararların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye’nin Rusya’ya ihracatının 2021 yılında yaklaşık 5.8 milyar dolar olduğunu bunun da dış ticaretteki payının %2.6 olduğunu, aynı şekilde Ukrayna’ya olan ihracatın da 2021 yılında yaklaşık 2.9 milyar dolar ve dış ticaretteki payının da 1.3 olduğunu belirtti.

Yağcı, “ Türkiye’nin ithalatında Rusya yaklaşık 29 milyar dolarla ikinci sırada yer almakta. Türkiye Rusya’dan 99 kalem ithal ediyor. İthalattaki payı %11. Bunun büyük bir kısmı enerjiyi kapsamaktadır. Ukrayna ise 4.5 milyar dolarla 12. sırada yer almakta ve ithalattaki payı ise %1.7.Türkiye Ukrayna’dan 89 kalem ithal etmekte. Hububat bu kalemlerin başında yer almakta.

Mersin’in ihracatına da değinen Prof.Dr. Yağcı, “Mersin’in 2021 yılındaki ihracatı 4.2 milyar dolar olurken, Rusya’nın ihracattaki payı ise %14. Ukrayna’nın ise %2 oldu. Buna karşılık Mersin’in 2021 yılındaki ithalatı 3.9 milyar dolar olurken, Rusya’nın ithalattaki payı %12, Ukrayna ise %4 oldu. Burada sebze meyve önemli bir orana sahip” dedi.

Türkiye’nin gelinen durumda karşı karşıya kalınan risklerden de bahseden Prof.Yağcı, “Rusya-Ukrayna çatışması en çok Avrupa ve Türkiye’yi diğer coğrafyalardan daha fazla etkiliyor. Savaşın devam etmesi ve Rusya’ya yönelik yaptırımların devam etmesi risklerin olumsuz etkilerini her geçen gün arttırıyor. Buğday ithalatımızın %80’, Rusya, %10’u Ukrayna’dan sağlanıyor. Bunun yanında ayçiçeği yağı ithalatımızın%70’ini ise Rusya’dan gerçekleştiriyoruz. Rublenin değer kaybı ile Türkiye’ye gelecek turist sayısının azalmasına yol açacak. 2021 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısının %27’si Rusya ve Ukrayna’dan. Bunun dışında lojistik sektörünün karşılaştığı sorunlar, ihracat gelirlerinin tahsil edilememesi, Oralarda istihdam edilen Türk expatlarının işsiz kalması, Suriye krizinde olduğu gibi, Ukrayna göçünün yaşanması gibi riskler bunlardan sadece bazıları.”dedi

Yağcı, yaşanan bu durumun Türkiye’ye fırsatlar da yarattığını ifade ederek, lojistik sektörnn farklı ulaşım güzergahları sağlaması, barter, kripto para ve kapalı çarşı üzerinden ödemelerin yapılabilmesi, Rusya’nın ana ithalat partnerlerinden alamayacağı ürünlerin Türkiye üzerinden gönderilmesi, Rusya’nın ürün standartlarına getireceği esneme , Avrupa’ya yapılmak üzere alternatif enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden yapılması için projeler üretilmesi gibi fırsatlar olduğunu söyledi.

Prof.Dr. Köksal Hazır da Türk mallarının ambargo olsa bile sıkıntı çekmeyeceğini ifade ederek, “Hem Rusya’ya hem de Ukrayna’ya mallarımız gidecek. İran’a, Azerbaycan’a satarız. Oradan diğer tarafa gider. Savaşın sıcak ateşi geçtikten sonra gemiler yine çalışmaya başlayacak. Ulaşım imkanları açılacak. Ben bu dönemi karanlık olarak görmüyorum.” dedi.

MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, Tarım Bakanı Vahit Kirişçi’nin Adana’daki temasları sırasında sorunları kendilerine ilettiklerini söyledi. Özellikle bazı bakliyat hububat ürünlerine getirilen ihracat yasağının olumsuz etkilerini anlattık. Tüm Türkiye’de antrepolarda bekleyen hatta transit ticaret kapsamında olan mallar da dahil olmak üzere bu ürünlere gelen yasak ile hem bir çok arkadaşımız zarara uğramasına hem de Türkiye’nin güvensiz bir ülke görüntüsünün oluşmasına neden oldu. Bu durumu tarım bakanına anlattık. Bu sorunu çözdüğümüzü düşünüyorum. Bugün toplantılarını yaptılar. Bakanlıktan bu konu ile ilgili her an açıklama gelebilir. Bir diğer konu da TMO. Nakliyatçılara yapılan ihalede akaryakıt fiyat farkının olumsuz etkilerini anlattık. Ocak ayı başında yapılan ihalede mazot fiyatı 11 liraydı . Bugün ise 23 TL. Bu fiyat farkıyla nakliyatçılarımız bu işi götüremeyecek durumda hepsi batmak üzere Bunu da büyük oranda  çözeceğimizi düşünüyorum. Son olarak ekmek fiyatlarını anlattık. Fiyatların artması konusunda bir baskı var. Çok yüksek fiyattan un alıyor fırıncılar. Bu durumu da bakan beye anlattık. Hayvancılık konusunda da sıkıntılar var. Artan yem fiyatları maliyetler var. Bunlar gibi tarım ile ilgili birçok konu masaya yatırıldı.” Dedi

Kızıltan, “ Maalesef Türkiye’nin en büyük sorunu her alanda plansızlığın olması. Planlamanın yapılması lazım. Biz MTSO olarak sürekli bunu gündeme getiriyoruz. Mersin’in planlamasını yapılması için bir çalışma başlattık. Anamur’dan Çamlıyayla’ya kadar nerede ne yapılabilir, nerelere yatırım yapılabilir. Neler üretilebilir. Artık bunları göreceğiz.”dedi.

Prof.Dr. Yağcı, ayrıca önemli bir konuya dikkat çekti. Teknoparkın tüm Mersin’e yayılmasını sağlamanın önemine değindi. Mersin’in her ilçesinde yapılacak çalışmaların teknopark alanı içine dahil edilmesinin bir çok genç girişimcinin keşfedilmesine imkan tanıyacağını söyleyerek bu konuda gerekli kurumlarla görüşme yapılması gerektiğini söyledi.