Toros Üniversitesi Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü (YETAM) tarafından ’Yenilenebilir Enerji’ paneli düzenlendi.

Toros Üniversitesi Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü (YETAM) tarafından 'Yenilenebilir Enerji' paneli düzenlendi.

45 Evler Kampüsünde gerçekleştirilen panelde, enerji konusu 3 saat boyunca masaya yatırıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Haluk Korkmazyürek, yaşamın vazgeçilmezi olan enerjiye talebin her geçen gün arttığını söyledi. Küresel Enerji tüketiminin 2040 yılına kadar yüzde 28 artmasının beklenmekte olduğunu vurgulayan Korkmazyürek, "Bunun da büyük bir bölümünün OECD dışında kalan gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanacağı öngürülmektedir. Kömür, petrol, ve doğalgazın 2040 yılına kadar ana enerji kaynakları olmaya devam edeceği ve bunların toplam enerji tüketiminin yüzde 77'sini karşılıyor olacağı belirtilmektedir. Diğer taraftan dünya genelinde nükleer enerji tüketiminin de 2018-2040 döneminde 1,5 kat artacağı tahmin edilmektedir. Türkiye'de kurulu gücü yaklaşık 83 bin megavat olan elektrik enerjisinin yüzde 28'i doğalgazdan, yüzde 33'ü hidroelektrikten ve yüzde 22'si de kömürden karşılanmaktadır. Güneş enerjisinin payı sadece yüzde 2,5, rüzgar enerjisinin payı da yüzde 7,75 civarındadır. Sürdürülebilir kalkınma çabaları kapsamında yenilenebilir enerjilerin payının ısıda yüzde 10'dan yüzde 25'e, taşımacılıkta da yüzde 3,5'den yüzde 19'a çıkarılması hedeflenmektedir" dedi.

YETAM Müdürü Ali Kemal Havare ise son yüzyılda dünyada fosil enerji kaynaklarının hızla tüketilmesinden dolayı küresel iklim değişikliklerinin gittikçe kendini hissettirmeye başladığını belirterek, "Bütün dünya ülkeleri hem kendi enerji bağımsızlıkları hemde daha da önemlisi yaşanabilir bir dünya için yenilenebilir temiz, yeşil enerji kullanımının önemini iyice anlamıştır. Paris İklim Anlaşması, her ne kadar yaptırımı olduğuna şüpheyle de bakılsa yenilebilir enerjinin ne kadar hayati olduğu, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesini 194 üye ülkenin 2016 yılında imzalamasıyla ortaya konulmuştur ve dünya tarihinde iklim değişikliği ile ilgili en geniş kabul görmüş anlaşma olma özelliği taşımaktadır. Son yıllarda insanlığın enerji ihtiyacının karşılanmasına, ülkelere bütüncül yaklaşımlar geliştirmeye başlamışlardır. Özellikle Avrupa ülkeleri yenilenebilir enerjinin toplam enerjideki payını yükseltmek için önlerine hedefler koymaktadırlar. Bu hedeflere ulaşmak için rüzgardan, güneşe, hidro elektrikten jeotermal enerjiye kadar bütün kaynakları verimli kullanmaya yönelik yatırımlar yapmakta, bunun yanı sıra enerji depolama konusunda da hızla ilerlemektedirler. Fosil kaynaklara yani sadece doğal gaz, kömür ve petrole dayalı teknolojileri yavaş yavaş terk edip, mesela elektrikli araç kullanımını artırmak için teşvikler uygulamakta ve şehirleri hava kirliliğinden kurtarıp, temiz, gürültünün olmadığı şehirlere dönüştürme hedefindedirler. 2040 yılında dünyadaki elektrikli araç sayısının 400 milyon olacağı tahmin edilmektedir" diye konuştu.

Konuşmaların ardından panel gerçekleştirildi.