Devlet ve Kültür Eski Bakanı Fikri Sağlar, siyaset arenasında son günlerde dillendirilen pazarlıklar konusunda gündemi değerlendirdi.

Devlet ve Kültür Eski Bakanı Fikri Sağlar, Mersin Pier Garden Restaurant’ta düzenlenen toplantıda basın mensupları, sivil toplum kuruluşları ve partililerle bir araya geldi.

Sağlar; “Çok kızgınım. Çok üzgünüm. Çok da hırslıyım. Mersinlileri kimse pazarlık konusu yapamaz. Siyasi partilerden hele kiç kimse yapamaz. Biz portakalı bile böyle kolay satamıyoruz. Ben Fikri Sağlar olarak bana verdiğiniz yetkiyi iyi kullandığımı bildiğimi sandığım, bugüne dek siyasette bulunduğum süre içinde Mersin’in adını daha ileriye götürebilmek için yapmış olduğum mücadeleyi sürdürme doğrultusunda her yerde her şeye varım” dedi.

“Biz Portakalı Bile Böyle Kolay Satamıyoruz”

Devlet ve Kültür Eski Bakanı Fikri Sağlar, Mersin Pier Garden Restaurant’ta basın mensupları, sivil toplum kuruluşları ve partililerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Siyaset arenasında son günlerde dillendirilen pazarlıklar konusunda düşüncelerini dile getiren Sağlar, “Çok kızgınım. Çok üzgünüm. Çok da hırslıyım. Birkaç gündür televizyonlardan izliyorsunuz. MHP’liler, ‘Adana, Mersin, Manisa bizim, İstanbul, Ankara, İzmir sizin’! İYİ Partililer Adana, Mersin, Ankara bizim, öbürleri sizin’ diyorlar. Biz Mersinliler pazarlık konusuyuz. Mersinlilere kimse danışmıyor. ‘Mersinliler siz ne karar vereceksiniz’ denilmiyor. Ben de buna isyan ediyorum. Neyin pazarlığını yapıyorsunuz. Ne satıyorsunuz. Mersinlileri kimse pazarlık konusu yapamaz. Siyasi partilerden hele kiç kimse yapamaz. Biz portakalı bile böyle kolay satamıyoruz” dedi.

“Mersin’i Kimse Pazarlık Konusu Yapmasın”

Yerel seçimlerde Mersin’in pazarlık konusu yapılmasını doğru bulmadığın da kaydeden Sağlar, “Geçen seçimlerde MHP’nin büyükşehri kazanmış olması demek Mersin’in MHP’li ya da İYİ Partili ya da başka bir partili olması demek değil. Mersin’in pazarlık konusu yapılması demek hiç değildir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bir Mersinli olarak, Mersin’de demokrasi neferliği yapmış bir insan olarak, Mersin’i daha ileriye götürmek için, bir dünya markası, Türkiye’nin incisi haline getirmek için uğraş veren sizler adına konuşan bir birey olarak buna isyan ediyorum. Mersin’i kimse pazarlık konusu yapmasın. Sayın Bahçeli gelsin Mersin’de aday olsun. Karşısına ben çıkayım bakalım seçimi kim alacak. Sayın Akşener gelsin ya da Sayın Cumhurbaşkanı Mersin’de aday olsun. Karşısına ben çıkayım bakalım ne olacak” şeklinde konuştu.

“Cumhurbaşkanı Tek Adam Rejimini İtiraf Etti”

Bugün demokrasiyi askıya alan rejim değişikliği ile karşı karşıya olduğumuzun altını da çizen Fikri Sağlar, “TBMM’nin açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı artık yürütmenin tek muhatabının kendisi olduğunu itiraf etti. Türkiye’de her şeyin muhatabının kendisi olduğunu söyledi. Bu tek adam rejiminin itirafıdır. Türkiye’de demokrasinin askıya alındığının, rejimin değiştiğinin, Türkiye’de artık yargının da, yasamanın da yürütmenin olduğu gibi bir kişinin eline geçtiğinin itirafıdır. Gerçeğin bizzat sayın Cumhurbaşkanı tarafından anlatımıdır. Ama TBMM başkanı hala parlamentonun gücü milletvekilliğinin etkisiyle bu işi götüreceklerini söylüyor. Alçak profilli olduğu için bir şeyi henüz anlamış değil. Ondan sonra konuşan kişi ‘her şeyin muhatabı benim’ diyor. Anlamadınız mı hala! Bu anlayıştır ki kentleri ve kentlileri pazarlık konusu yapmıştır. İşte buna demokrasi adına isyan etmek gerekir. Mersin’de Türk’ü de, Arap’ı da, Kürt’ü de, Laz’ı da, Çerkez’i de, Boşnağı, Alevisi, Sünnisi, şafisi de bir arada barış içinde yaşamaktadır. Biz bulunduğumuz yerlerden anayurtlarımızdan kalkıp Mersin’in Çamlıyayla’sından Anamur’una kadar yerleşmişsek, burada insan olarak denizin kenarında kadim bir kültürün devamıyla geleceğe daha iyi nesiller yetiştirmek üzere Mersin’de yaşamımızı sürdürüyoruz. Geldiğimiz yer Mersin’de alın terimizle hayatımızı kurduğumuz yerdir. Burayı kimsenin pazarlık konusu, kimsenin el atıp rant bulacağı bir yer olarak görmesine izin vermeyiz    “ ifadesini kullandı.

“Özgür Medyayı Yaratmak Zorundayız”

Medyanın bugün belli bir anlayışın elinde olduğunu da öne süren sağlar, “Toplumun bütün bilgi akışı, haber alma kaynağı tek adamın oluşturduğu düzende bir adama bağlı halde devam ediyor. Medya, olduğu gibi bir anlayışın eline geçti. Dolayısıyla insanlarımızı gözleriyle düşünen, kulaklarıyla karar veren hale getirdiler. Gözümüzün üstünde aklımızın olduğunu bize unutturmaya çalışıyorlar. Özgür medyanın, basın mensuplarının demokrasi adına, mutluluk, barış, refah adına, adil paylaşım adına, çocuklarınızın geleceğinin daha iyi olması adına basına, medyaya sahip çıkmamız gerektiğini bir kez daha söylemek istiyorum. Demokrasinin vazgeçilmez iki ayağı vardır. Biri medya diğeri laik sistemdir. Demokrasiyi bu iki ayak götürür. İnançlarınızla, ibadetinizle, var olan anlayışınızla siz ülkenin yönetimine katışamazsınız. Herkes inancında serbesttir, özgürdür. İbadet şekline kimse karışmaz. Devlet sadece insana saygı duyan bir anlayışla yönetilir. Buna demokrasi diyorsak, yani hakların, özgürlüklerin, eşitlik kavramının, adil paylaşımın, insana saygının varlığından bahsetmek istiyorsak o zaman laisizmi ve özgür medyayı yaratmak zorundayız. Oysa bugün dünyada en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülke Türkiye’dir. Bu kara bir lekedir. Medyası esir alınmış bir ülkede demokrasiden, özgürlükten söz etmek zordur. En fazla işsiz gazetecinin olduğu ülke Türkiye’dir” dedi.

“Siyaset Kalitesi Düştü”

Günümüzde siyasetin kalitesinin her geçen gün daha da düştüğünü belirten Fikri Sağlar, “Bugün bu ülkede bir kurtulma savaşı veriliyorsak, demokrasiden vazgeçilip rejim değişip yeniden demokrasiye dönmek, en azından, kendi ülkemizin, kendi mahallemizin, kendi kentimizin, kendi ailemizin güvenliğini sağlamak istiyorsak, barış içinde yaşamaktan yanaysak size çok önemli görev düşüyor. Siyaset kalitesi düştü. En azından medyada basın mensuplarının kalitesinin, değerinin aynı yerde kalması gerektiğinin altını çizmek istiyorum” şeklinde konuştu.

“Her Yerde Her Şeye Varım…”

Yerel seçimlerde yıkılmaz denilen kalelerin bile yıkıldığını ifade eden Sağlar, “Yerel seçimlere 6 ay kaldı. Belediye seçimleri yaşamın Türkiye’de aşılacak son kapısıdır. Eğer yerel seçimleri gerçek demokrasiye, tek adam yönetimine ‘HAYIR’ diyen bir anlayışın var olmasına,  yönetimde olmasını istiyor ve demokrasi içerisinde, barış içerisinde, adil paylaşımla mutluluk içinde yaşamak istiyorsak demokrasiye dönmek için son kapıdır. Çünkü yerel seçimlerin kendine özgü bir yapısı, yurttaşın yerel seçimlerdeki davranışı vardır. Yöreseldir. Yurttaş, yerel seçime gittiğinde ailesini düşünür. Mahallesini, sokağını düşünür, kendisine hizmet edip etmeyeceğini gördüğü adaya bakar ve seçimini yapar. Belediye başkan adayları yerel yönetim seçimlerinde partinin genel başkanlarından çok daha önemlidir. Yıkılmaz denilenler yıkılırlar. Belediye başkan ve meclis üyelerini saptamak için Siyasi partilerin ellerinde sihirli bir değnekle dolaşmasına gerek yoktur. Tek yol o kentin kendi adayını kendisinin belirlemesidir. Çünkü halkın seçtiği aday kazanır. Ben Mersin’de yaşayanlar kendi adaylarını belirlesin istiyorum. Birçoğunuz bugün benim aday adaylığımı açıklayacağımı bekliyordunuz. Ben zaten Mersin’in bir neferi, Mersin’e sahip çıkan bir insan olarak, Mersinlilerin bana vereceği her göreve hazır olan bir insan olarak karşınızdayım. O nedenle büyük harflerle benim Büyükşehir Belediye Başkan aday adayıyım diye iddiam yok. Ben Fikri Sağlar olarak bana verdiğiniz yetkiyi iyi kullandığımı bildiğimi sandığım, bugüne dek siyasette bulunduğum süre içinde Mersin’in adını daha ileriye götürebilmek için yapmış olduğum mücadeleyi sürdürme doğrultusunda her yerde her şeye varım” dedi.