Maestro/Vizyoner Group’un 18’inci yılına ulaşmasına katkı sunan, emek veren çalışanlarıyla Sarnıç Restoran’daki kahvaltılı toplantıda bir araya gelen Yönetim Danışmanı, TPE Marka Vekili, Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri Maestro/Vizyoner Group Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Gündüz, “30 kişiye ulaşan grubumuzun aileleriyle birlikte 150 insanın olumlu şekilde hayatına dokunmanın mutluluğunu yaşadık. Çünkü onlar sayesinde büyüdük, güçlendik” dedi.

18 yaşın önemine de değinen Gündüz, “ 18 yaş elbette önemli bir yaş. Ama çok da uzun olmayan bir yaş. Dünyada bir şirket 100 yılı görmüşse ona güçlü ve köklü bir şirket olarak bakmak mümkün. Biz daha yolun başındayız. Sevindirici olan bu 18 yıllık süreçte. Bir takım çalışmaların olumlu yönde seyretmesi, çalışan sayısının artması, bu işten ekmek yiyen bireylerin artması bizi mutlu kılıyor. Özellikle son 5 yılda 3 kez vergi rekortmenleri sıralamasında ilk 100 arasına girdik. Bu bizim açımızdan oldukça önemli. Bu hizmet sektöründe bu başarıyı elde etmek hiç kolay değil. o nedenle emek veren tüm çalışanlarıma çok teşekkür ediyorum” dedi.

Geride kalan 18 yılda hizmetlerini çeşitlendirmeyi başardıklarının altını da çizen Gündüz, “Yönetim danışmanlığı bizim başlangıç noktamız oldu. Marka patent işlemleri konusunda binlerce insanımıza hizmet sunduk. Son dönemde yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği konusunda büyük bir atak yaptık. Şu an bölgenin en güçlü şirketi konumundayız. Bu, 30 çalışanımızla birlikte ortalama 150 kişinin ekmek yediği bir kuruluş demektir. Sürekli büyüme ve gelişme çizgimiz var. Tüm bunları yaparken sosyal sorumluluk anlamındaki hizmet anlayışımızdan da vazgeçmiyoruz. STÖ’lerdeki çalışmalarımızla Mersin kentinin gelişmesine katkı sunmaya çalışıyoruz. Kendi içinde mutlu olan, çalışanlarının mutlu olduğu, çevreye saygı duyan, huzurlu ve ülkesine değer katan bir şirket olmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Ferudun Gündüz açıklamasının son bölümünde “Şirket yaşamında 18 yıl aslında küçük bir zaman dilimi. Türkiye’de ilk 5 yılı geçen şirket sayısı yüzde 20’dir.  10 yılı geçen şirket sayısı ise yüzde 4’tür. Biz şu anda yüzde 4’lük dilimdeyiz. Türkiye’de bir şirketin ortalama ömrü 32 yıldır. O nedenle 10 yıl gibi hedefler koymamız lazım ki çıta yükselsin. Burada yarattığınız değer de çok önemlidir. İşin bir tarafı sadece para kazanmak değildir. Burada vergi toplayanların da sorumlulukları var. Orada da endişelerimiz var. Şirketi sürdürülebilir kılmak için 2 ya da 3 nesil gerekiyor. Biz şimdi ikinci nesil olarak oğlumuzu hazırlıyoruz. Daha sonraki nesilleri hazırlamak da onların görevi! Şirketi bizlerin yönetmesi tek başına bir şey ifade etmiyor. Yabancı şirketle ya da ülkeler Uluslararası piyasaya çıkarken senin ülkenin kredi notuna bakıyor. Eğer senin ülkenin hem sosyal hem de ekonomik olarak kredi notu yerindeyse sana destek veriyorlar. Senden ürün alıyorlar. Sana geliyorlar.  Ürün veriyorlar. Aksi durumda ise sana sırtlarını dönüyorlar. O nedenle tek başımıza başarılı olmamız bir anlam taşımıyor. Ülkenin totalde iyi olması lazım” ifadelerini kullandı.