Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, MHP’nin 7 Haziran seçimleri sonrası tutumunun AKP’ye 1 Kasım’ın ardından tek başına hükümet kurma ortamını yarattığını söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki ittifakın bir benzerinin Mersin’de de sürdüğüne işaret eden Özyiğit, Mersin’de yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’nin Çevre Düzeni Planı'na işaretlenmesi karşılığında iki partinin koalisyon yaptığını anımsattı ve “Burhanettin Kocamaz bu suçun ortağıdır” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanı Abdullah Özyiğit, Parti Meclisi üyesi Ali Öztunç ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin Çamak’ın da katıldığı basın toplantısında Özyiğit, Türkiye gündemine dair değerlendirmeler yaptı, Mersin Büyükşehir Meclisi’nde dün AKP ile MHP arasında yapılan koalisyonun perde arkasına dikkat çekti.

MUHAFAZAKÂR EĞİTİM SİSTEMİ DAYATILIYOR

AKP Hükümetinin 14 yılda 12 kez Milli Eğitim Sistemi’ni değiştirdiğini anımsatan Özyiğit, “Türkiye’deki eğitim sistemi; öğrenmeye ket vurduran, ezbere dayanan, saçma sapan kurallar koyan, yapıcı olamayan, özgür düşünce kavramından yoksun bozuk bir sistemdir. Motivasyonun olmadığı, öğrenmenin sevdirilmediği, araştırmanın teşvik edilmediği, basmakalıp düşüncelerle yürüyen, çocuklarımızı gereksiz yere okuldan nefret ettiren bozuk bir sistemdir.　 AKP Hükümetinin 14 yılda 12 kez değiştirdiği Milli Eğitim Sistemi, ülkenin geleceği olan gençlerimizi, çocuklarımızı olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Çağın çok ama çok gerisinde kalmış ‘muhafazakâr eğitim sistemi’ dayatılmakta, zorla kabul ettirilmek istenmektedir. ‘Eti senin kemiği benim!’ anlayışıyla öğretmenlere ve devlete teslim edilen çocuklarımıza, vazgeçemeyeceğimiz değerlerimize her türlü saldırılar yapılmaktadır. Okul, Kur-an Kursu gibi herkesin kendi mezhebine uygun öğretilerin ezberlendiği yer değildir. Okulda evrensel bilgi doğaya, insana, felsefeye bakış açışı öğretilir. Bunu öğretenler de okullardaki öğretmenlerdir” dedi.

“AKP ‘KİNDAR VE DİNDAR’ NESİLLER YETİŞMESİNİ ESAS ALIYOR”

AKP Hükümeti’nin cumhuriyetçi, laik eğitim sisteminden hızla uzaklaştığına dikkat çeken Özyiğit, “Cumhuriyetçi laik eğitim sisteminde öğretmenin öğrencisini çocuğu gibi görmesi arkadaşı gibi davranması, dolaylı olarak devletin çocuk üzerindeki vesayetinin onaylanmasıdır. Devlet öğretmene anne, baba, arkadaş rolü verir.　 Aile kendi rolünü devlete teslim etmenin, güvenini ve rahatlığını yaşar, Cumhuriyetçi, laik eğitim sisteminden hızla uzaklaşan AKP Hükümeti, tek erdemin ‘din’ olduğunu, dini eğitim sisteminin sonucu olarak ‘kindar ve dindar’ nesiller yetişmesini esas almaktadır” diye konuştu.

“GERİCİ EĞİTİM SİSTEMİ İSTEMİYORUZ”

Mersin’de hayata geçirilmek istenen ancak tepkiler üzerine geri çekilen eğitim dışı ve laik olmayan tüm projelerin iptal edilmesini isteyen Özyiğit, şöyle devam etti:
“Ensar Vakfı gibi 10 binleri bulan bu vakıflarda çocuklarımıza, vicdanımıza, devletimize, insanlığımıza, güvenimize ve geleceğimize tecavüz edilmektedir, ediliyor! Sessiz kalamayız, kalmamalıyız! Ülkenin her yerinde İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile İl Müftülükleri ‘Dört Gün Okula Bir Gün Camiye’ projesini uygulamaktadırlar, kentimiz Mersin’de de bu proje uygulanmak istenmiş, meslek odaları, STK’lar ve halkımızın tepkisi sonucu ‘şimdilik’ durdurulmuştur. Bizler durdurulmasını değil, bu çağdışı yanlış olan bu projenin ve buna benzer uygulanan her türlü ‘eğitim dışı laik olmayan’ projelerin kaldırılmasını istiyoruz. Çocuklarımızın eğitimi vaizlerin, imamların, hocaların, mesleki formasyona sahip olmayan, ırkı, mezhepçi ve yandaş olan kişilerin insafına bırakılacak kadar ‘basit’ değildir. Ölümü meşrulaştıran, en temel yaşama hakkını yok sayan, dini referans alan dogmatik, tutucu, gerici eğitim sistemi istemiyoruz.”
Herkesin kendi inancını, kendi dinini öğrenmesine karşı olmadıklarını vurgulayan Özyiğit, “Herkes kendi ibadetini yerine getirebilir. Karşı olduğumuz AKP Hükümetinin yaklaşımlarına uygun olan, kendi düşüncesine bağlı ‘egemen eğitim’ sistemidir” dedi.

AKP KADAR MHP’DE BU DURUMDAN SORUMLUDUR!

7 Haziran seçimlerinin Türkiye’de koalisyon tablosunu ortaya çıkardığını hatırlatan Özyiğit, MHP’nin 7 Haziran sonrası tutumunu eleştirerek, şöyle devam etti:
“MHP’nin ‘akıl almaz ve siyasetin çok uzağındaki’ duruşu AKP’nin 1 Kasım seçimlerinde tek başına hükümet kurma ortamını yaratmıştır. Ülke bugün yaşanmaz hale gelmişse toplumun her kesimi sıkıntı yaşıyorsa, terör her yerde ve her koldan saldırıyorsa, can mal güvenliği yoksa yaşam alanlarımız kısıtlanmışsa, toplum ciddi bir psikolojik sarsıntı yaşıyorsa, AKP hızla devletleşiyorsa, AKP kadar MHP’de ülkenin bu durumundan sorumludur! Kol kola girmiş iki kardeş gibi, birbirlerini koruyup kollayarak sözüm ona siyaset yapıyorlar.”

MERSİN AKP VE MHP KISKACINDA

Akkuyu Nükleer Santrali’nin Çevre Düzeni Planı'na işaretlenmesi karşılığı AKP ile MHP’nin Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin son oturumunda koalisyon kurduklarını hatırlatan ÖZyiğit, şunları dile getirdi:
“MHP-AKP anlaşarak Büyükşehir Belediyesi Meclisinde koalisyon kurdular. Şeffaflık parolası ile yola çıkan MHP’li Mersin’in Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, ‘keyfi’ ve ‘beceriksiz’ yönetimine devam ediyor. Halktan uzak, küçük, dar, grupçu ve inatçı uygulamalarıyla kenti yönetmeye çalışıyor. Encümen ve çalışma komisyonları AKP-MHP ittifakıyla oluşmuştur. CHP blok halinde boş oy kullanarak bu ittifaka ortak olmamıştır. Çünkü MHP-AKP Koalisyonu kentimize faydalı, verimli ve gerekli çalışmaları yapamaz, yapmayacaktırlar. Bu koalisyon, bu birleşme Akkuyu Nükleer Santrali’nin pazarlığı sonucu oluşmuştur. Pazarlık mantığı ile oluşan bu koalisyon, Mersin’in geleceğini ‘İpotek’ altına almıştır.”

BURHANETTİN KOCAMAZ BU SUÇUN ORTAĞIDIR

Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı, “AKP’nin gücüne, rant anlayışına teslim olmak ve tehditlere boyun eğmekle” eleştiren Özyiğit, şunları söyledi:
“1/50 bin ölçekli Çevre Düzeni Planına Akkuyu Nükleer santrali bir önceki dönem Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından işaretlenmemişti. Meslek odaları, STK’lar, demokratik kitle örgütleri ve vatandaşlarla yaptığımız çalışmalar sonucu bunu başarmıştık. AKP Hükümetinin hazırladığı 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planında ise Akkuyu Nükleer Santrali işaretlenmiş, aynı şekilde Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan 1/50 bin ölçekli Çevre Düzeni Planına da işaretlenmesi istenmekteydi. Geldiğimiz noktada AKP’nin MHP ile birliktelik kurmasının temel nedeni; kentimizin sahip olduğu doğal, kültürel, sağlıklı çevre koşulları ve yaşam alanları bu anlayışa bağlı olarak talan edilmek istenmesidir. Burhanettin Kocamaz bu suçun ortağıdır. Biz siyasilerin asli görevi ülkemizin ve kentimizin temel varlıklarını korumak, halkımızın taleplerini yerine getirmek için hizmet etmektir. Yılan hikâyesine dönene Akkuyu Nükleer Santrali hukuki olarak da tartışılmaktadır. 14 yıllık AKP Hükümeti Mersin’e hiçbir ciddi anlamda yatırımlar yapmamış, ‘yapıyoruz, yapacağız’ diyerek vatandaşlarımızı oyalamıştır. Çukurova Hava alanı, Mersin Antalya Çevre Yolu, Kazanlı Turizm Alanı, Baraj, Gölet ve daha birçok şey bitmemiş ve bitirilmemiştir. Aynı AKP Mersin’imizin, bölgemizin, Akdeniz’imizin ve ülkemizin en güzel koylarına Nükleer, Termik Santraller, HES’ler ve Balık Çiftlikleri yapmaktadır. Ekonomik rant peşindedirler. MHP de bunun her zaman olduğu gibi koltuk değnekliğini yapmaktadır. Ülkemizde olduğu gibi Mersinde de her zaman halkın sesi olacağız, halkın yanında olacağız, Sosyal Demokrasi anlayışımızdan gelen gücümüzle sesimiz gür, inancımız sonsuz, birliğimiz ve bütünlüğümüz sağlam, mücadelemiz sürekli olacaktır.”