Mersin Özel Ortadoğu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Can Terzier, genel olarak, kadınlarda erkeklerden daha fazla safra taşı riski olduğunu belirterek, yaşla birlikte safra taşı oluşma ihtimalinin arttığını kaydetti.

Opr. Dr. Terzier, yağlı gıdalar içeren ve düşük lifli beslenmenin safra taşlarının oluşmasına katkıda bulunduğu bilgisini paylaştı.

Mersin Özel Ortadoğu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Can Terzier, safra kesesi taşları ve safra yolları taşları hakkında bilgi verdi.

20-60 yaş kadınlarda safra taşının erkeklere oranla daha fazla çok görüldüğünü ifade eden Opr. Dr. Terzier, safra kesesi taşlarının oldukça ağrılı seyredebilen bir hastalık olduğunu söyledi. En önemli şikayetin karın sağ üst kısmında, sırta da vurabilen ağrı olduğunu anlatan Opr. Dr. Terzier, “Baş ağrısı, yemeklerin ardından hazımsızlık, bulantı sorunlarının yanı sıra ağız kokusu ve ağızda acımsı bir tat şikayeti, karın ağrısının şiddetinden dik bir şekilde oturamıyor ya da bir türlü rahat bir pozisyon bulamıyorsanız, cildinizde ve gözlerinizin akında sararma fark ettiyseniz, ürpertiler eşliğinde yüksek ateş ve karın ağrısı varsa” ağrının şiddetlenmesini beklemeden doktora görünmek gerektiği uyarısı yaptı.

TAŞ SAYISI ARTTIKÇA BAZI RİSKLER ARTIYOR

Cerrahi tedavide safra kesesi taşlarının alınması gibi bir yöntem olmadığı, taşlarla birlikte organın tamamının alındığını dile getiren Opr. Dr. Terzier, tedavi yöntemine ilişkin şu bilgileri verdi:

“Ameliyat 3 ila 4 kadar delikten karın içine sokulan aletler ve bir kamera yardımı ile ameliyat bir televizyon ekranından izlenerek gerçekleştirilir. Bu işlem de genel anestezi ile yapılmakla birlikte, karın duvarında büyükçe bir kesi olmadığından hastanın konforu ve iyileşmesi çok daha iyidir. Hasta ertesi gün evine gidebilir. Taşın fazlalığı veya azlığı önemli değil. Muhakkak ameliyat olması gerekiyor. Taş sayısı arttıkça bazı riskler doğal olarak artıyor.”

BESLENME ÖNERİLERİ

“Yumurta ve yumurta içeren besinler, sucuk, salam, sosis, pastırma, yağlı etler, yağlı balık, tavuğun yağlı kısmı, hazırlanmış ve bekletilmiş etler, kahve ve kakao, kuruyemişler ve yağlı tohumlar, kaymak, krema, çikolata, pasta, kek, helva, lokum, tahin gibi yağlı gıdalar. Sakatatlar, kuru baklagiller, barbunya, nohut, kuru fasulye, kereviz, karnabahar, lahana gibi gaz yapıcı yiyecekler, konserveler ve içeriği bilinmeyen hazır gıdalar, soğan, sarımsak, salçalı, baharatlı yiyecekler ile alkollü içeceklerin” tüketilmemesini öneren Opr. Dr. Terzier, diyet önerilerini şöyle sıraladı:

“Yemeklerinizde baharat kullanmayınız. Yemeklerinizi kavurarak ve kızartarak pişirmeyiniz. Çok yağlı börek, çörek, hamur işi ve hamur tatlılarını tüketmeyiniz. Bir günde yemeklerle beraber 3 tatlı kaşığından fazla yağ almayınız.Alkollü içecek tüketmeyiniz. Süt, yoğurt ve peynirde light ürünleri kullanınız. Yemeklerinizde hayvansal kaynaklı katı yağlar yerine, bitkisel kaynaklı sıvı yağlar tüketmeyi tercih edin. Yağlı kırmızı etler yerine yağsız ya da az yağlı beyaz et tercih edin. Çok az yağlı dana, kuzu eti yiyebilirsiniz. Yemek aralarında bol miktarda sıvı tüketin. Gaz yapıcı gıdaları ve posalı gıdaları tercih etmeyin. Az az ve sık sık yemek yiyin. Yiyeceklerinizi yavaş yiyin ve iyi çiğneyin.”