Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Türkiye’nin dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girebilmesi adına önceliği eğitime vermesi gerektiğini söyledi. Dünyanın neresinde doğarsa doğsun her 100 çocuktan en az 5 tanesinin süper zeki doğduğunu anlatan Demirtaş, “Bu 5 çocuğu bulup iyi bir eğitim vermeliyiz. Bu çocukların Apple, Google, Facebook gibi teknoloji markaları oluşturmasını sağlamalıyız. Ucuz işçilik oluşturmak değil, teknoloji üretmek önceliğimiz olmalı. Tüm dünyada kas gücü, ucuz işçilik bitti” dedi.

MTSO Komiteleri Kampta Organizasyonunun ikinci günü Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın karşılaştırmalı dünya ekonomisi, dünya nereye gidiyor ve yeni liderlik konularını içeren semineriyle başladı. Seminerde MTSO Komite Üyelerine farklı bir bakış açısı sunan Demirtaş, sunumunu üç başlık altında gerçekleştirdi. İlk bölümde makro ekonomi finans, dünya nereye gidiyor? Sorularına yanıt veren Demirtaş, ikinci bölümde teknoloji, tıp, uzay, gelecek bilimine değindi. Demirtaş son bölümde ise kişiler, şirketler ve ülkeler ne yapmalı ki başarılı olmalı? Sorularına yanıt verdi.
Türkiye’nin geçmişten bugüne kadarki ekonomik yapısını özetleyen Demirtaş, ardından dünya ekonomilerine dair projeksiyon çizdi. Tüm dünyada teknolojinin hızla ilerlediğini anlatan Demirtaş, önümüzdeki süreçte teknolojiyle gelişen ülkelerin güçleneceğini, kalanının sıkıntı çekebileceğini anlattı. Bugün petrol zengini ülkelerin gelecekte bilim üretemediği sürece zenginliğinin kalmayacağına dikkat çeken Demirtaş, şunları söyledi:
“Teknolojinin gelişimi artık eskisi kadar yavaş değil. Geçmişte teknolojik bir gelişim sağlanıyor bir sonraki için 50 yıl bekleniyordu. 1990’lı yıllarda 1 yıl bir şey yapmasanız, teknolojinizi geliştirmeseniz rakip ülkelerinizin 20-30 yıl arkasında kalır duruma geldiniz. Bugün ise 1 yıl bir şey yapmazsanız rakibinizin 100 yıl arkasında kalıyorsunuz. 2024’ten sonrasında bir yıl bir şey yapmazsanız bin yıl gerisinde kalacaksınız.”
Türkiye’nin çok fazla doğal zenginliği bulunmadığını, en büyük zenginliğinin bor madeni olduğunu anımsatan Demirtaş, bor madeni olmasının iyi bir gelişme olduğunu ancak beraberinde bunu işleyecek bilim adamlarına da ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Türkiye’nin Güney Kore taktiğini izlemesi gerektiğini kaydeden Demirtaş, “Güney Kore’yi taklit etmemiz gerekiyordu ama yapmadık. 1980’de kişi başına düşen milli gelirlerimiz Güney Kore ile aynıydı. Onlar tüm paralarını eğitime gömdü biz darbe yaptık. Şimdi kişi başına düşen milli gelirimiz arasında uçurum var” dedi.

“Binalar köprüler zenginleşme yolu değildir”

Türkiye’de yatırımların yön değiştirmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Singapur’da kişi başına düşen ileri teknoloji ihracatının 27 bin dolar, Türkiye’de ise 2 bin dolar civarında olduğunu söyledi. İnşaat, yol köprünün yatırım olarak para getirmeyeceğini, teknolojiye yatırım yapılması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, “Yollar binalar köprüler zenginliğin sonucudur zenginleşme yolu değildir. Zenginleşmeden önce yaparsanız batma ihtimalinizi güçlendirirsiniz. Bilim, eğitim, teknolojiye yatırım yaparsanız zenginleşirsiniz” değerlendirmesini yaptı.

“Eğitim, Ar-Ge ve yatırımla zenginleşebiliriz”

İşadamlarına da önümüzdeki süreçte neler yapmaları gerektiği konusuna değinen Prof. Dr. Özgür Demirtaş, özel sektörün teşviklere güvenmeden mutlaka kendi ayaklarının üzerinde durması gerektiğini vurguladı. Ardından mutlaka teknolojiyi geliştirerek işçi sayısını ve paralelinde işçi maliyetini azaltması gerektiğini dile getiren Demirtaş, “İşçi sayınızı azaltmadan, maliyetinizi düşürüp ilerleyemezsiniz” dedi. Ciro odaklı çalışmamak gerektiğine dikkat çeken Demirtaş, “Ciro aşkıyla yanıp tutuşmayın, kar aşkıyla yanıp tutuşun. Türkiye’de ciro fetişizmi var, bundan kurtulmak lazım” diye konuştu. Bir şirkete danışmanlık yaptığında ilk olarak çalışan başına düşen karının ne kadar olduğunu sorduğunu kaydeden Demirtaş, “Otomasyon geliyor ve bu karın düşükse gün gelir silinirsin. Mutlaka otomasyonu öne çıkarmalısınız” ifadesini kullandı. Demirtaş şöyle konuştu:
“Şu anda uğraştığınız meslek işçiliğiniz ucuz olduğu için ayakta duruyorsa hala zamanınız var demektir. 20 yıl sonra zamanınız kalmayacak. Acil otomasyona geçmelisiniz. Bunun için Ar-Ge, inovasyon ve teknolojiye yatırım yapmalısınız. Teşviklerden medet umarak ayakta durmayın. Ama her şeyden önemlisi kötü şeylerden dolayı depresif olmayın, iyi gelişmelerden dolayı da havaya girmeyin. Ne 1 numarayız deyin ne de battık mahvolduk demeyin. Ortasını bulup yapılması gerekeni yaparsak Türkiye zaten çok iyi olur.”