Mersin’de yılın son günlerinde meydana gelen sel felaketinin olumsuz etkileri devam ediyor.

Mersin Pazarcılar Esnaf Odası Başkanı Fuat Kalkan, yaşanan doğal afetlerde ilk akla gelenin çiftçiler olduğunu, pazarcı esnafının hep üvey evlat muamelesi gördüğüne vurgu yaparak ‘’ Çiftçiden sonra en büyük mağduriyeti yaşayan pazarcı esnafı oldu. Binlerce esnaf mağdur oldu, tezgah açamadı, ürün temin edemedi. Vatandaşa direk temasta olan, tenceresinin kaynamasına en büyük katkıyı sunan pazarcıdır ama pazarcının halini soran olmadı. Bu konuda biz şikayetçiyiz. Emekçi insanlarız en büyük sermayemiz alın terimiz. Kendi başımızın çaresine bakmaya çalışıyoruz. Pazarcıya halini soran yok.’’ Dedi.

Mersin’de yaşanan sel felaketinin son yıllarda yaşadığımız en büyük olumsuz doğa olaylarından bir tanesi olduğunun altını çizen Kalkan; ‘’ Semt pazarları mahalle arasında kurulduğu için uzun bir süre pazar açamadık. Sokakların sel ve su birikintisinden temizlenmesi hayli zaman aldı. Çiftçi sel felaketinden dolayı çok ciddi bir mağduriyet yaşadı. Çiftçinin selden zarar görmesi demek pazarcının mal temin edememesi, çok az temin edebildiği ürünü de yüksek fiyattan temin etmesi demek. Hem sel felaketi hem de döviz kurlarının ve akaryakıtın yükselmesi maliyeti yükseltti. Maliyetin yükselmesi, ürünün fiyatına yansıması demek, vatandaşın da yüksek fiyattan alışveriş yapması demek. Sebze meyve fiyatları bu kış artış gösterdi. Yaşadığımız en son sel felaketi maalesef çiftçiyi olumsuz etkilediği gibi pazarcı esnafını da olumsuz etkilemiştir.’’ şeklinde konuştu.

Türkiye’nin birçok bölgesinin özellikle narenciye, sera ürünleri, sebze ve meyve ihtiyacının Mersin’den karşılandığına da dikkat çeken Kalkan, yaşanan sel felaketinden tüm Türkiye’nin etkilendiğine de dikkat çekti.

Çiftçi Ve Vatandaş Arasında En Önemli Hizmeti Yapıyoruz

Kalkan, Mersin’de pazarcı esnafının günlük ortalama 2400 ton ürün temini yapıp, sattığı bilgisini verirken ‘’Biz pazarcı olarak bu 2400 ton ürünü satışını yaparken çiftçi ve vatandaş arasında en önemli hizmeti yapıyoruz. Mersin’de 1200 pazarcı esnafı var. Haftada 84 Pazar yeri açıyoruz. Her bir esnaf yanında en az bir kişi istihdam ediyor. Her birinin 5 nüfuslu ailesi olduğunu düşünseniz 10 bin insanın ekmek kapısı. Her ay vergilerini ödeyen, istihdam sağlayan devlete bu kadar katkı sunan bir sektöre yerel yönetimlerin duyarsız olmaması lazım. Çiftçiyi ayakta tutan biz, hali ayakta tutan biziz. Pazarcı esnafı çiftçiye de halde ki esnafa da vatandaşa da devlete de ciddi katkı sunuyor. Selden oluşan mağduriyetimize bırakın destek olmayı haliniz nedir diye soran da olmadı.’’ Dedi.

Her Ürünü Her Mahallede Satamazsınız

Kalkan; ‘’Mersin genelinde bir haftada 84 pazar yeri açıyoruz. 84 mahallenin yaşam biçimi kültürel durumu ve ekonomik düzeyi bizim için çok önemlidir. Biz o mahallenin durumuna göre mal alıyoruz. Her ürünü her mahallede satamazsınız. O yüzden günlük almış olduğumuz malı satmak bitirmek zorundayız. Malı alıp tezgaha dizmek zaten yüzde 15 firedir. Tekrar kasaya koyup yükleyip bir sonra ki güne bırakmak bir yüzde 20 daha külfiyet getirecektir etti yüzde 35. O yüzden biz akşamüstü olduğunda alış fiyatına, ürün ucuzluğu yapıp o gün o malı bitirip ertesi gün yeni mal temin edip satmaktayız. Yani pazarcı esnafımız çok para kazanmıyor. Tarlada sebze meyve fiyatları çok düşükken pazar tezgahlarında çok yüksek oluyor ve vatandaş pazarcının büyük vurgunu yaptığını sanıyor, halbuki ürün pazar tezgahına gelene kadar 4-5 el değiştiriyor. Fiyatlar aracılardan geçtiği için yükseliş gösteriyor. Asıl kazancı elde eden tüccardır. Pazarcının kar marjı düşüktür. AVM ler stoklu çalışan yerlerdir. Pazarcılar stoklu değildir o gün malı taze şekilde kimi zaman zararına vatandaşa verirler ve bu hizmeti görürler. Sebze ve meyve fiyatlarında ne kadar fiyatlar yükselse de fiyatların en makul olduğu yerler semt pazarlarıdır.’’ İfadelerini kullandı.

Yerel yönetimler duyarsız

Bilinçli tüketicinin pazardan alışveriş yaptığını işaret eden Başkan Kalkan yerel yönetimlerin duyarsızlığından da şikayet ederek şunları söyledi: ‘’En taze ve ucuz ürün temin etme yolu pazarlardır. Yerel yönetimler modern kapalı pazar yerleri yaparak vatandaşın rahat alış veriş yapmasını sağlamalı. Bu vatandaşa hizmettir. Kapalı ve modern pazar yerleri için çok daha genişletilmiş projeler hazırlanmalı. Bizim pazarcılar olarak yerel yönetimlerden taleplerimiz, vatandaşın bizden talep ettiği insani hizmetlerdir. Pazar yerlerinde vatandaşın oturup dinlenebileceği kafeteryalar, çocuk oyun alanları, tuvaletler yapılmalı. Bizler halen açık ve sokak arasında kurulan pazar yerlerinde vatandaşın demirlerine, kapısına, penceresine çadırlar bağlıyoruz. Mersin yerelde daha çok modern ve kapalı pazar yeri yapılmalı. Bu insana saygıdır. Kente hizmettir.’’