Yüksel Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yüksel, Mersin’in en önemli gündeminin lojistik sektörü olması gerektiğini işaret ederek, ‘’Türkiye’deki ticarete lokomotif olacak özellikleri ile Mersin’in bir numaralı gündemi lojistik olmalıdır. Mersin marka kent olacak ise bunun yolu lojistik sektörüdür” dedi.

Yüksel Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı ve MTSO Taşımacılık Sektörü Komite Başkanı Kemal Yüksel, Mersin’in fiziki konumu itibariyle lojistikte Türkiye’deki marka kentlerden bir tanesi olduğunu ifade etti. İstanbul’dan sonra en büyük hacme sahip ilin Mersin olduğuna dikkat çeken Yüksel, “İtalya’daki liman şehirleri, İngiltere’deki liman şehirleri ile kıyaslama yapacak olursak, birkaç tanesinden iyi ama asla bir Amsterdam Limanı gibi profesyonel anlamda bir yapısı yok’’ dedi. Yüksel, “Türkiye’deki ticarete lokomotif olacak özellikleri itibarıyla Mersin’in bir numaralı gündemi lojistik olmalıdır. Yönetim ve idari şekil iktidar gücü eğer arkasına alınırsa, neden bir liman şehri olmasın. Yani şu anda fiziki konumu gereği turizm, tarım kenti deseler de bana göre Mersin dinamikleriyle tam bir lojistik şehridir’’ diye konuştu. Konuşmasında sektörün sorunlarına da değinen Yüksel, şu bilgileri verdi; “Mersin’de kayıtlı yaklaşık 2000-2500 civarında nakliye firmalarına ait tır bulunmakta. Haliyle Mersin’de krizlerden etkilenen ilk lojistik sektörü oluyor. Şu an konjonkturel baktığımız zaman Rusya ile sorunlarımız var. İran’la her zaman olan bir soğukluk var. Kendilerine ambargo uygulanırken de vardı şu anda ambargo kalktı yine var. Irak ve Suriye’de zaten süren bir huzursuz ortam var. Komşu ülkelerdeki sorunlar düzelmediği sürece Mersin gerçek değerine ulaşamıyor. Çünkü Mersin liman kenti, Türkiye’nin ilk serbest bölgesinin kurulduğu şehir. Rusya krizinden sonra Mersin çok büyük bir hacim kaybetti. Ancak Rusya krizi çözüldüğü anda düzene gireceğiz.”

‘’KRİZLER VE TERÖR OLAYLARI LOJİSTİK SEKTÖRÜ İLE BİRLİKTE MERSİN EKONOMİSİNDE DE CİDDİ YARALAR AÇIYOR’’

Ülkeler arası yaşanan krizlerin ve terör olaylarının lojistik sektörü ile birlikte Mersin ekonomisinde de ciddi yaralar açtığını ifade eden Yüksel,‘’Huzursuzluklar ilk nakliye ve taşımacılık sektörüne ardından da depolama soğuk hava antrepolarına yansıyor. Dolayısı ile Mersin ekonomisi yara alıyor. İçerdeki bu terör hadisesinden dolayı Gaziantep’ten sonra sınır kapısına varıncaya kadar firmalarımız can ve mal güvenliği konusunda ciddi sıkıtılar yaşıyor. Firmalarımız şoför bulmakta zorlanıyor, kasko şirketleri arabalarımızı kasko yaparken çok yüksek fiyatlar talep ediyor, trafik sigortalarımız zaten çok yüksek bu anlamda büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Şoförler 1500-2000 TL ye çalışıyorsa iki katı rakamlar istiyor. Bu konuda MTSO’sında Mersin Taşımacılık Sektörünün Komite Başkanı olarak gerekli yazışmalarda bulunduk. Destek gördüğümüz yerler oldu, cevap alamadığımız yerler de oldu ama biz MTSO da taşımacılık sektörünün sesi olmaya devam ediyoruz. Yaş sebze meyve üreten bir çiftçi krizden ne kadar çok etkileniyorsa biz onlardan daha fazla etkileniyoruz. Çünkü bizler narenciyenin yıllık ne kadar üretileceğini biliyoruz ve buna göre yatırım yapıyoruz borçlanıyoruz.’’ dedi.

‘’MERSİN İLE İLGİLİ BİR HAYALİMİZ VAR’’

Mersin’in Türkiye’de hak ettiği konumda olmadığının altını çizen Yüksel, “Vergi sıralamasında ilk sıralarda yer alırken hizmet sıralamasında çok gerilerdeyiz. Marmara havzası artık tıkandı. Buralarda hızlı trenler var, otoyollar var, bağlantı yolları var, son olarak Osmangazi köprüsü İzmir’le İstanbul arasını 3.5 saate düşürüyor. Bunlar çok büyük projeler. O bölgeler yatırıma doymuş bölgeler. Bu büyük projelerin artık Mersinimize yapılmasını istiyoruz. Mersin iş dünyasının, STK ların, bu şehirde teneffüs eden herkesin elini taşın altına koyması ve Mersin lobi faaliyetlerinin hızlandırılması gerekiyor. Bu talepler hayal değil gerçekleşecek projeler. Bunlar hayata geçtiği zaman Mersin’in Amsterdam şehrinden hiçbir farkı kalmaz. Mersin transit geçiş yoludur. Mersin marka kent olacaksa bunun yolu lojistiktir” İfadelerini kullandı.